İstanbul Anadolu 8. Asliye Hukuk Mahkemesi - 06/11/2020 Tarih 2018/438 E. 2020/390 K.

(Cumhurbaşkanına Hakaret-Kişilik Haklarına Saldırı Nedeniyle Açılan Manevi Tazminat)

“TMK'nın 24. ve 25. maddeleri ile TBK'nın 58. maddesi gereğince kişisel değerlere saldırı halinde manevi tazminata hükmedilebilmesi için, düşünce ve kanaat özgürlüğü sınırının aşılması, kişilik haklarına saldırının bulunması, saldırının hukuka aykırı olması, kişinin haksız olarak eylemden dolayı manevi zarara uğraması gerekmektedir.

Somut olayda davalının, davacıyı hedef alarak sosyal medya hesabı üzerinden;

a-Davacı ile bir hakimin bulunduğu karikatür görseli ile "süper tarafsız ve ultra bağımsız yargımız hizmette sınır tanımaz",

b-Davacı ile Anayasa Mahkemesi Başkanının olduğu fotoğrafı ile "KaçAksaray Acaba Niçin Bu Fotoğrafı Servis Etti? Zira şahsen 30 Ağustos Zafer Bayramı Tebrik Töreni görüntülerini izledim. Bu görüntü saniyenin onda birlik bir zaman diliminde gerçekleşiyor. Görüntüleri izleyen biri bu anı farketmez bile. Törenin fotoğraflarının çeken KaçAksaray fotoğrafçılar. Bu fotoğrafı seçip basına servis edende KaçAksaray. Peki KaçAksaray acaba niçin bu fotoğrafı seçti ve servis etti, muradı ne ola ki?",

c-"Cumruriyet Gazetesi ve okurları, AKaPe Faşizmi ve Tayyip Diktatörlüğüne boyun eğmedi ve eğmez.",

ç-İnsanların toplu halde bulunduğu bir fotoğraf ile "Antalya Cumhuriyet Meydanı 03:30, Darbeye Karşı Olanlar Meydanda, Diktatör Tayyip şiir okuyor banttan tekrar tekrar, bir demokrasi havarisi gibi barkovizyon açıldı, ekranda Diktatör Tayyip ve miting görselleri, meydanda ya Allah bismillah Allahu ekber nidaları 03:40",

d-Davacının da içinde bulunduğu fotoğraf görseli ile "bunlar, engerekler ve çiyanlardır, bunlar özgürlüğümüze ve ekmeğimize ve kardeşliğimize el koyanladır tanı bunları tanı da büyü. Bunlar namustur künyemize kazınmış, bunlardır sabırdır ağulardan süzülmüş. Sarıl bunlara sarıl da büyü." paylaşımlarda bulunduğu hususu ihtilafsızdır.

Dava konusu olayda ihtilaf konusu, davacı kastedilerek davalı tarafından yapılan bu paylaşımların kişilik haklarına saldırı kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği noktasında olduğu anlaşılmıştır.

a, b, c ve ç bentlerinde yazılı paylaşımların, siyasetçi kimliği taşıyan davacının yönetici kişiliğine yönelik olduğu, AİHM' in yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere, siyasetçilerin en ağır eleştirilere dahi katlanmak zorunda oldukları, işbu paylaşımların da ağır eleştiri mahiyetinde olduğu değerlendirilmiştir.

d bendinde yazılı paylaşım yönünden yapılan değerlendirmede ise, davacının hayvana benzetildiği, benzetilen hayvanlar ve söyleniş şekli itibariyle, işbu bent kapsamında kalan paylaşımın eleştiri olarak kabul edilemeyeceği ve davacının kişilik haklarına saldırı kapsamında kaldığı sabit görülmüştür.

Sabit görülen saldırı kapsamında, tarafların sosyal durumları, paylaşım içeriği ve ağırlığı, paylaşımın yapıldığı yer ve davacının muhtemel yıpranma durumu dikkate alınarak hüküm fıkrasında belirtilen manevi tazminata hükmedilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”